17 Kasım 2010 Çarşamba

It's a trap!!!

Okuldan bir an önce çıkmak istediğim bir gerçekti. Attığım her pedal beni eve yaklaştırsa da aklımdan geçen başkaydı, zihnim başka bir yerlerdeydi. Ve kapısına gelip binanın frene bastığımda yeniden aklıma geldi; takılıp duranların bedenime yakınlaşması pek de olası değildi.

Yavaş yavaş taşırken bisikleti iki kat yukarı, biliyordum ne yapacağımı. Zaman bu. Kimine değerli, bana sorarsan, bir an önce gebertilmeli.

Az kaldı; birkaç bölüm dizi belgesel derken yine uyurum, yine istemeye istemeye ayaklanır, duş traş derken biraz daha katliam yapıp giderim yoluma. Tek fark yarın gömlek ütülemek isteyecek.

Harbi gücüm kalmıyor bazen nefes almaya. Bakalım, 27 olucam nasılsa bir sene sonra...

Tek isteğim halbuki biraz eğlenmek.
Dedim ya: It's a trap!!!

P.S. Google translate sucks ;)

Hiç yorum yok: